22 yaşındaki genç girişimci Ayça Yılmaz, hayallerini gerçeğe dönüştürerek kendi bahçesini kurdu. Doğayla iç içe, doğal yöntemlerle elde ettiği organik ürünleri ile kısa sürede büyük bir ilgi gördü. Kendi yetiştirdiği sebzeler ve meyveler ile hem sağlıklı bir yaşam sürmeyi hedefleyen hem de çevresine örnek olan Yılmaz, şu an talep patlaması ile karşı karşıya. Bahçesinde, gün geçtikçe artan müşteri talepleri, Yılmaz'a hem mutluluk hem de zorluk getiriyor.
Ayça, İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde, doğal beslenmeye olan ilgisiyle yola çıkmış. Hem sağlıklı gıdaların peşinde koşmak hem de hobi olarak başladığı bahçecilik faaliyetleri kısa sürede tutkuya dönüşmüş. Serasıyla birlikte 100 metrekarelik bir alanda başlattığı bahçe projesi, başlangıçta yalnızca ailesi için gerekli olan sebze ve meyveleri yetiştirmek içindi. Ancak zamanla arkadaş çevresi ve sosyal medya üzerinden tanıdıkları, onun ürünlerine büyük bir ilgi göstermeye başlamış.
“Bir süre sonra, kendi tüketimimi karşılarken artan ürünlerimin nereye gideceğine karar vermem gerekti. İlk başta sosyal medya üzerinden birkaç tanıdğımı bilgilendirdim ve onlardan gelen taleplerle birlikte, işimi büyütmeye karar verdim,” diyen Yılmaz, genç girişimciler için doğa ile uyumlu bir yaşam tarzının nasıl mümkün olduğunu gösteriyor. Yılmaz’ın bahçesinde yetiştirdiği domates, biber, salatalık gibi organik sebzeler hem lezzetli hem de sağlıklı. Gelen talepler karşısında büyük bir özveriyle çalıştığını belirten Yılmaz, bazı günler sabah erken saatlerden itibaren bahçesine gittiğini ve gece geç saatlere kadar işlerine devam ettiğini dile getiriyor.
Genç girişimcinin bahçesindeki organik ürünlerin özellikle gençler arasında popülarite kazandığını vurgulayan Yılmaz, "Sağlıklı beslenme trendi ve doğal gıdaya olan talep, benim için de büyük bir fırsat oldu. İnsanlar, neyi tükettiğine daha fazla dikkat etmeye başladılar ve bu, benim gibi yeni nesil girişimciler için bir kapı açtı" şeklinde ifade ediyor. Bahçesinde yıllardır kullanılmayan kimyasal gübrelerden uzak duran Yılmaz, tamamen doğal üretim yaparak, gıdaların taze ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Bu durum, onu bölgedeki diğer üreticilerden ayıran en önemli faktörlerden birisi haline gelmiş durumda.
Ancak artan talep, bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Yılmaz, "Başlangıçta her şey çok kolaydı. Ama müşteri sayısı arttıkça işin büyüklüğü de kendini hissettirmeye başladı. Şu an siparişleri yetiştirmekte zorlanıyorum. Bir yandan üretimi artırmaya çalışırken, diğer yandan kaliteyi korumak önemli" diyor. Bu nedenle, Yılmaz, arasında ciddi bir karar vermek zorunda kalmış; işini büyütmek mi yoksa mevcut haliyle devam mı etmek isteyecek? Bu soruya Cevap aradığı bir dönemde. Yılmaz, kalabalık bir müşteri kitlesine hizmet verebilmek ve talebi karşılayabilmek adına işine yeni bir sistem oturtmayı düşünüyor.
Hedefleri arasında, permakültür yöntemlerini deneyerek, daha fazla ürün elde etmek ve bu süreci daha sürdürülebilir hale getirmek var. Sosyal medya üzerinden etkileşimini artırmayı hedefleyen genç girişimci, ilerleyen günlerde atölyeler düzenleyerek, hem kendi deneyimlerini paylaşmayı hem de başkalarına doğa ile uyumlu bir yaşam tarzı hakkında bilgi vermeyi planlıyor. “Bahçeyi sadece bir iş yeri değil, bir eğitim alanı olarak düşlüyorum,” diyor.
Yılmaz’ın hikayesi, genç girişimcilerin doğadan başlayarak, kendi yaratıcılıklarını ortaya koymalarının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Onun gibi birçok genç, kendi bahçelerini kurarak, hem doğal ürünler yetiştirip hem de bu süreçten keyif alıyor. Geçtiğimiz yıl birkaç ödül de kazanan Yılmaz, bu süreçte birçok destekleyici ve mentor da bulmuş. Sonuç olarak, talep edebileceği daha fazla müşteri potansiyeli, onu sürekli olarak motive ediyor ve hedeflerine ulaşma yolunda cesaretlendiriyor. Yılmaz, önümüzdeki aylarda işini büyütme planlarını gerçekleştirebilmek için kesintisiz bir mücadele içinde olacak.