ABD, Orta Doğu'daki uzun süreli askeri varlığının sona erdiğini duyurarak, Suriye'den çekilme kararını açıkladı. Bu gelişme, bölgedeki güç dengeleri üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Daha da dikkat çekici olanı ise ABD'nin bu çekiliş sırasında, İsrail'in Suriye'deki askeri operasyonlarına yönelik desteğini bitirmesi oldu. Bu durum, iki müttefik arasındaki ilişkilerde nasıl bir değişim yaşanabileceği konusunda merak uyandırıyor.
ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı, IŞİD ile mücadele amacıyla 2014 yılında başlamıştı. O zamandan beri, binlerce Amerikan askeri, terör örgütünün etkisini azaltmak için bölgedeydi. Ancak son yıllarda, ABD'nin Suriye’deki askeri varlığının meşruiyeti ve hedefleri tartışmalara neden oldu. Biden yönetimi, bölgedeki politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyor. ABD'nin Suriye'den çekilme kararı, bu vizyonun bir parçası olarak değerlendirilirken, aynı zamanda bölgedeki kaotik duruma karşı bir çözüm üretilip üretilmeyeceği sorusu da akıllarda kalıyor.
ABD'nin son açıklamalarıyla birlikte, İsrail'in Suriye'deki askeri harekâtlarına yönelik destek vermeyeceği ifadesi dikkat çekici bir dönüş anlamına geliyor. İsrail, Suriye topraklarında İran destekli milisleri hedef alarak, güvenliğini sağlama almayı amaçlıyor. Ancak ABD'nin bu durumu desteklememesi, İsrail'in stratejisini ne denli etkiler? Bu sorunun yanıtı, Orta Doğu’daki dengelerin değişeceği sinyalini veriyor. ABD'nin bu yeni politikası, aynı zamanda Uluslararası ilişkilerde yeni bir dönem başlatabilir. Özellikle İran’ın Suriye'deki faaliyetleri konusunda daha kararlı tavırlar alınabileceği düşünülüyor. Washington'un bu durumu, İsrail ile ilişkilerde belirsizlik yaratabilir. Zira, İsrail hükümeti geçmişte ABD'nin askeri desteğine güvenerek politika belirliyordu. Şimdi ise, bu desteğin sabit olmaması, Tel Aviv yönetiminin stratejilerini gözden geçirmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, ABD'nin Suriye'den çekilmesi ve İsrail'in operasyonlarına mesafe koyması, bölgedeki jeopolitik ortamı karmaşık hale getiriyor. Müttefikler arasındaki bu değişim, sadece askeri değil aynı zamanda diplomatik ilişkilerde de yeni bir sayfa açabilir. Gelecek günlerde bu gelişmelerin nasıl evrileceği, Orta Doğu'daki güç mücadelesini şekillendiren en önemli faktörlerden biri olacaktır.