2023 yılı Liseye Geçiş Sınavı (LGS), öğrenciler için stres dolu bir deneyim oldu. Öğrencilerin büyük bir bekleyiş içinde hazırlandığı bu sınav, özellikle eleyici ve beklenmedik sorularla gündeme geldi. Özellikle sayısal ve sözel alanlarda zorluk yaşayan öğrenciler, sınav sonrası düşüncelerini ve hissettiklerini paylaşırken, aileler ve öğretmenler de bu durumun detaylarını değerlendirmeye aldı.

Zorlayıcı Sorular Öğrencileri İkiye Böldü

Sınav günü birçok öğrenci, soruların beklediklerinden çok daha karmaşık olduğunu belirtti. Sayısal bölümde karşılaştıkları matematik soruları, özellikle matematikte güçlü olanlar için bile başlarını ağrıttı. Öğrenciler, uzun ve karmaşık işlemler gerektiren soruların yanı sıra, düşünme becerilerini zorlayan mantık sorularıyla da karşılaştılar. Örneğin, bazı öğrenciler, "Bir problemde verilen verilerin yanı sıra, ek bilgi gerektiren sorularla karşılaştık, bu gerçekten yeterince iyi hazırlanmamıza rağmen bizi zorladı" ifadelerini kullandı.

Diğer bir yandan, sözel bölümdeki sorular da öğrencilerin dikkate değer bir şekilde zorlandığı alanlardan biri oldu. Türkçe ve edebiyat sorularının yanı sıra, paragraf yorumlama ve analitik düşünme becerilerini alan sorular, öğrencilerin zihninde soru işaretleri bıraktı. "Okuduğumuz metinlerdeki detaylar sanki biraz bilebilmek için fazlasıyla derin ve kapalıydı, bu da bizi zorladı" diyen bir öğrenci, sınavın ardından hissettiği karmaşayı dile getirdi.

Aileler ve Eğitimciler Ne Dedi?

Öğrencilerin bu zorlu deneyimi, ailelerini ve eğitimcilerini de endişelendirirken, LGS sınavı sonrası yapılan değerlendirmeler, eğitim sisteminin sorgulanmasına yol açtı. Eğitim camiasının bazı önde gelen isimleri, sınavın formatı ve soruların zorluk düzeyinin gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. "Eğitim sistemimiz, çocuklarımızın potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebileceği bir yapı oluşturmalı. Sınav, çalışkan öğrencileri değil, yalnızca belli bir bilgi dağarcığına sahip olanları ölçmeli," dedi bir öğretmen.

Bu yılki LGS, hem öğrencilerin kişisel gelişimlerine hem de akademik ilerlemelerine ışık tutmak adına önemli bir benchmark oluşturdu. Sınavda verilen soruların zorluğu, öğrencilerin gelecekteki akademik hedeflerini de etkileyebilir. Eğitimciler, sınav sonrası dönemde öğrencilerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. "Zor ama etkili bir çalışma yapıldığında, öğrenci bu tür sınavlara hazırlanabilir. Fakat, duygusal ve psikolojik destek de oldukça kritik" diyen bir uzmanın görüşleri, LGS'nin ardından öğrencilere yönelik destek programlarının önemini bir kez daha gündeme getirdi.

Sonuç olarak, bu tür sınavlar, genç bireylerin geleceklerine dair önemli kararlar almaları açısından büyük bir anlam taşırken, eğitim, öğretim ve değerlendirme süreçlerinde yapılacak değişikliklerin gerekliliği de net bir şekilde ortada. Öğrencilerin göstermiş olduğu çaba ise tartışmasız bir şekilde takdir edilmesi gereken bir durum olarak öne çıkmakta. LGS sınavı, karşılaştıkları zorluklar karşısında onları daha da güçlendirebilir; umarız ki ileriye dönük bu zor deneyim, genç bireylerin gelişim süreçlerine olumlu katkılarda bulunur.