Eski ABD Başkanı Donald Trump, son günlerde yaptığı açıklamalarla dünya gündemini sarsmaya devam ediyor. 2024 başkanlık seçimlerine hazırlanırken Kanada'ya yönelik sürpriz bir tehditte bulunan Trump, ülkede üretilen ürünlere yüzde 35 oranında yeni bir vergi getirme niyetini dile getirdi. Bu haber kısa sürede sosyal medyada yayılarak birçok tartışmaya yol açtı. Özellikle ABD-Kanada ticaret ilişkilerinin ne yönde etkileneceği merak ediliyor. Trump’ın bu açıklamaları, ticaret savaşlarının yeniden alevlenip alevlenmeyeceği konusunda endişeleri artırdı. Ancak Trump'ın hangi sebeplerle böyle bir tehditte bulunduğu ve bu uygulamanın ekonomik etkileri de büyük bir merak konusu oldu.
Donald Trump, yaptığı açıklamada, Kanada'nın ABD'ye karşı ticaret açıklarını kapatması gerektiğini savundu. Trump, "Kanada'nın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı endüstriler üzerinde haksız bir avantajı var. Bu duruma son vermek zorundayız," ifadesini kullanarak, Kanada'nın tarım ve otomotiv sektörlerindeki uygulamalarını eleştirdi. Bu tür açıklamalarda bulunan Trump, geçmişte de ticaret anlaşmalarında sert tutumlar sergilemişti. Örneğin, göreve geldiğinde NAFTA'nın yerini alan USMCA (ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) üzerinde büyük değişikliklere gitti. Özellikle otomobil üretimi konusunda Kanada'nın düşük maliyetlerinin, ABD ekonomisini olumsuz etkilediğini düşündüğünü belirtti. Trump’ın bu açıklamalarını, yaklaşan seçimler için bir seçim stratejisi olarak değerlendiren uzmanlar, bu tür söylemlerin, tabanını korumak ve genişletmek için önemli bir adım olabileceğini vurguladı.
Eğer Trump’ın tehdidi gerçeğe dönüşürse, Kanada ile olan ticaret ilişkileri büyük bir darbe alabilir. Ekonomistler, yüzde 35’lik verginin, hem Kanada hem de ABD için sonuçlarının yıkıcı olabileceğini belirtiyor. Kanada'nın ABD'ye büyük miktarlarda petrol, otomobil ve tarım ürünleri ihraç ettiğini göz önünde bulundurulduğunda, bu verginin tüketici fiyatlarında önemli bir artışa neden olacağı öngörülüyor. Özellikle tüketici elektroniğinden gıda ürünlerine kadar geniş bir yelpazede fiyatların artması söz konusu olabilir. Ayrıca, bu durumun Kanada'daki istihdama da olumsuz yansıması kaçınılmaz. İşletmeler, yükselen maliyetlerle başa çıkmak için iş gücü azaltma yoluna gidebilir. Bu durum, iki ekonomik partnerin karşılıklı güvenini sarsacak ve daha geniş bir ekonomik gerilime yol açabilir.
Trump'ın bu sert çıkışı, Kanada Hükümeti tarafından endişelerle karşılandı. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, bu açıklamalara hemen yanıt vererek, "Bizim için güçlü bir ticaret ilişkisi her zaman en öncelikli konulardan biri olmuştur. Trump’ın bu tehditleri, ikili ilişkilerimizi zedelemeye yönelik bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz," dedi. Trudeau’nun bu mesajı, Kanada'nın ticaret politikasını değiştirmeyeceği anlamına geliyor. Ancak Trump'ın yaklaşımının, Kanada'nın ticari stratejilerini etkileyip etkilemeyeceği konusunda belirsizlikler devam ediyor.
Sonuç olarak, Trump’ın yüzde 35 vergi tehdidi sadece Kanada ile olan ilişkileri değil, ABD'yi de etkileyen geniş bir ekonomik tablo oluşturuyor. Eğer bu vergi gerçeğe dönüşürse, ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesi ve birçok sektörde belirsizlikler ortaya çıkması olası. Şu aşamada, dünya kamuoyunun gözü, bu duruma karşı Kanada'nın nasıl bir strateji geliştireceğinde ve Trump’ın seçim kampanyasında bu konuyu nasıl daha fazla kullanacağı üzerinde yoğunlaşmış durumda. Trump’ın açıklamaları, önümüzdeki günlerde büyük tartışmalara neden olurken, ekonomistler ise olası sonuçlar üzerine tahminlerde bulunuyor. Bu gelişmelerin, hem ABD hem de Kanada ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirmek için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulacak.