Geçtiğimiz yıl gerçekleşen bir trafik kazası, 21 yaşındaki Dilara Ertaş'ın hayatını köklü bir şekilde değiştirdi. Yüzde 98 engelli hale gelen genç kız ve ailesi, kazanın sorumlusunun ceza almasını beklerken, verilen cezanın adalet duygularını sarsması, sosyal medyada geniş yankı buldu. Kazanın ardından zorlu bir mücadele veren aile, Dilara'nın tedavi süreçleri ve fiziksel rehabilitasyon için maddi ve manevi destek bulmaya çalışırken, yargı sürecinin de nasıl sonuçlanacağı konusunda büyük bir belirsizlik yaşıyordu.
Kaza, geçen yılın Mayıs ayında, Dilara'nın yaşadığı şehirde meydana geldi. Genç kız, evinin yakınında arkadaşlarıyla yürüyüş yaparken, hızla giden bir otomobil tarafından çarpıldı. Otomobilin şoförü, kaza esnasında dikkatsiz davranarak kırmızı ışıkta geçmesi sebebiyle kaza meydana geldi. Akabinde, Dilara ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve tedavi süreci boyunca birçok zorluğa göğüs germek zorunda kaldı. Tedavi süreçlerinin ardından yapılan kontrol muayenelerinde, Dilara'nın motor becerilerinin büyük ölçüde kaybolduğu ve yaşamının büyük bir bölümünü tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak geçirmek zorunda kalacağı belirlendi.
Yaklaşık bir yıl süren yargı sürecinin ardından, mahkeme şoföre 2 yıllık hapis cezası verdi. Ancak cezanın ertelenmesi işlemiyle ceza, pratikte işlevsiz hale geldi. Aile bu kararı büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntü ile karşıladı. Dilara'nın babası yaptığı açıklamada, “Adaletin yerini bulmadığına inanıyoruz. Kızım için her şeyini kaybetmiş bir aile olarak bu karar bize çok büyük bir travma yaşattı. Dilara’nın hayatı artık tamamen değişti ve biz bunun bedelini ödemiyoruz,” ifadelerini kullandı.
Karardan sonra sosyal medyada #Adaletİstiyoruz etiketi altında başlayan kampanya, toplumun geniş bir kesiminden destek gördü. İnsanlar, trafik kurallarına uyulmamasının sonuçlarının ağır olabileceği konusunda farkındalık yaratmak için paylaşımlar yapmaya başladı. Birçok kullanıcı, Dilara’nın hikayesinin yalnızca bir bireysel trajedi değil, aynı zamanda trafik güvenliğinin önemini vurgulayan bir örnek olduğunu belirtti.
Aile, yaşanan bu olayla birlikte yargı sistemine olan güvenlerini yitirdiklerini ifade etti. Verdikleri mücadeleyle, yalnızca kendi kızları için değil, benzer durumda olan diğer aileler için de adalet arayışında olacaklarını belirttiler. “Trafik kazalarında hayatını kaybeden veya sakat kalan bireylerin sayısını azaltmak için toplum olarak hareket etmemiz gerekiyor. Bizim yaşadığımız acının başkalarının yaşanmaması için daha sıkı yasaların yürürlüğe girmesi gerektiğine inanıyoruz,” dedi Dilara’nın annesi.
Dilara'nın tedavi süreçleri devam ederken, ailenin de maddi ve manevi destek arayışları sürüyor. Yüzde 98 engelli olmasından dolayı pek çok fiziksel kısıtlaması bulunan Dilara, artık günlük yaşantısında yardım almadan yaşamını sürdüremiyor. Tedavi sürecinin yanı sıra psikolojik destek de alması gerektiğini vurgulayan aile, kızlarının yaşadığı travmanın üstesinden gelmesi için çevrelerinden büyük yardım bekliyor.
Türkiye’de trafik güvenliğine olan duyarlılığın artması ve hukuki sistemin bu tür durumlara karşı daha etkili yasalar geliştirmesi gerektiği dile getiriliyor. Bu trajik olayın ardından toplumun dikkatini çeken başka bir konu ise, trafik kazalarındaki cezasızlık kültürü oldu. İnsanların, yasaların uygulandığına dair inançları kalmadığı takdirde toplumda güvenlik algısının ne denli sarsılacağı üzerinde duruluyor.
Aile daha fazla bireyin bu tür kazalarda hayatını kaybetmemesi için mücadele edeceklerini belirtirken, diğer yaralı/engelli bireylerin mücadeleleri ve hakları için de sesi olmaya çalışacaklarını ifade etti. Türkiye’deki diğer engellilerin yaşam şartları ve topluma entegre olmaları için gerekli adımların atılmasını sağlamak amacıyla çeşitli sosyal projeler üzerinde de yoğunlaşmaya kararlılar.
Sonuç olarak, Dilara’nın hikayesi, bir bireyin hayatını etkileyen trajik bir kazanın ardından adaletin tecellisi için gösterilecek mücadelenin önemli bir örneği. Kazanın ardından ailenin yaşadığı duygusal ve maddi zorlukların yanı sıra, trafik güvenliği konusundaki farkındalığın arttırılması gerektiği de ortaya çıkıyor. Gelecek günlerde, Dilara’nın hikayesinin diğer ailelere ve topluma ilham vermesi bekleniyor. Aile, Dilara'nın hayatını yeniden inşa etme mücadelesinde yalnız olmadığını ve dileklerinin er geç gerçek olacağına dair umudun peşinden koşacaklarını bir kez daha vurguladı.